Hızlı okuma tekniklerini artık duymayanımız kalmamıştır. Konuyla ilgili sayısız kitap ve seminer çıkıyor her geçen gün. Fakat bununla birlikte bir şey daha oluyor o da hızlı okumacılarla birlikte buna muhalif olanların da ortaya çıkması. Günümüzde konuyla ilgili şu iki görüşü savunanlar ön plana çıkıyor. Hızlı okumaya inananlar ve inanmayanlar. Birçok kişiyi konuyla ilgili dinledim ve gözlem yaptım. Karşıt olan kesimi ağırlıklı olarak akademik çevreler oluşturuyor. Hızlı okuma tekniklerini kullanan ve öğreten biri olarak da konuyu bir de bu görüşleri savunanlar tarafından bakarak irdelemeye karar verdim. Özellikle karşıt kesimi dinleyince her teknolojik gelişmede olduğu gibi bunun da bazı yan etkilerinin olduğunu gördüm. Tabi bunu belirtebilmek için önce hiç bilmeyenleri de göz önünde bulundurursak hızlı okuma tekniklerini birkaç maddede tanımlamak gerekir.

Hızlı okuma teknikleri nedir, normal okumadan farkı nedir?

Okunan yazı ve metinleri içten seslendirmeden, beynin görsel algılama merkezini kullanarak algılayıp yorumlamayı sağlayan bir tekniktir. Kelimeleri klasik anlamda öğretildiği gibi tek tek okumak yerine 3’erli ve 4’erli gruplar halinde okumayı sağlar. Böylece göz yazılar üzerinde okuma esnasında daha az hareket ederken beyin daha çok bilgi algılar.

Hızlı okursam anlayabilir miyim?

Bilinenin aksine hızlı okuma teknikleri mevcut okuma yöntemini iyileştiren ona değer katan bir şey değildir. Mevcut okuma alışkanlığını bir bilgisayara yeniden format atar gibi değiştiren onu tamamen unutturan bir yöntemdir. Satırlar üzerinde gördüğümüz kelimeleri aynı anda ve tek bakışta gruplar halinde algılamamızı sağlar. Ancak doğal okuma yöntemi bize 7 yaşımızda öğretildiği üzere heceleyerek ve kelimeleri seslendirerek okumamızı ön görür. Bu yöntemle hızlı okumaya çalışmak hızlı konuşmaya benzer. Bu nedenle hızlı okuma teknikleri doğal okumayı hızlandıran ve ona değer katan bir yöntem değildir.

Ne faydası var ve kimler yararlanabilir?

Bu tekniğe ihtiyaç duyanlar genel itibariyle okumak için zaman bulamayanlardır. Bir de okumaya zaman yetiremeyenlerdir. Öğrenciler, öğretmenler, doktorlar, yöneticiler ve okumayı günlük hayatının bir parçası sayan herkes için gereklidir. Örnek vermek gerekirse bir kişi elindeki kitabı üç gün içinde bitirmek zorundaysa ve bundan sınav ya da sözlü olacaksa hızlı okuma tekniklerine ihtiyacı var demektir. Bir yönetici ofiste yığılmış dosyalar içinde kaybolmuşsa, sıradan bir okuma gönüllüsü gündemdeki bir kitabı almış ve haftalardır masasında durduğu halde kitabı bitiremiyorsa bütün bu kişilerin de hızlı okuma tekniklerine ihtiyacı var demektir. Kısaca belirtmek gerekirse zaman konusunda sıkıntısı olan ve okumaya zaman yetiremeyen herkesin işine yarayan bir sistemdir.

Aslına bakılırsa Hızlı Okuma Teknikleri aslında şifalı bir bitki gibidir. Okuma hızına değer katmakla yetinmez. Örneğin yapılan egzersizler sayesinde göz kasları güçlendirilir. Böylece kişi daha uzun süre okuyabilir. Ayrıca dikkat ve konsantrasyonu artırır. Bunun sonucunda kişi okurken değişik uyarıcılara( ses, gürültü, hareketlilik) maruz kalsa da bundan rahatsızlık duymaz. Okurken ve ders çalışırken birçok kişinin uykusu gelir. Bu yöntemle mevcut sorun kolaylıkla aşılmaktadır. Hızlı okuma tekniklerinden okumayı çok sevip de canı sıkıldığı için okuyamayan, sınava girecek olup uzun paragraf sorularını yetiştiremeyen öğrenciler, ales, kpss gibi ciddi sınavlarda dikkat ve hızın yanı sıra adaptasyonunu ayarlayamayanlar için birebir etkili bir yöntemdir.

Nasıl Oluyor da hem daha hızlı okuyup daha iyi anlayabiliyoruz?

İnsan beyninin 1 dakikada 500-600 kelimelik bir devinimi vardır. Normal bir okuyucu bunun ancak üçte birini doldurabilir. Geri kalan boşluğu nasıl mı dolduruyor dersiniz? Bir çoğumuz kitap olurken elimizle kalem çevirir, parmağımızla ritim tutar, ayağımız sallarız. Bütün bunları farkına varmadan yaparız tabi. Hatta hayal bile kurarız. Sonra da bu kadar sayfayı ne zaman okudum ben diyerek okuduğumuz yerlerden hiçbir şey anlamadığımızı anlarız. İşte hızlı okuma teknikleri buna imkan vermeden odaklanmış bir şekilde bu devinimi doldurmaya çalışır. Dolayısıyla okuduğunuz bir yazıyı daha iyi anlarsınız.

Nasıl öğrenebiliriz?

12 saatlik bir eğitimle bu tekniği kullanarak okumak kalıcı bir alışkanlığa dönüştürülebilir. Bu sayede kişi 2 saatte 200 sayfalık kitabı sıkılmadan bitirebilir. Ortalama bir dakikada 500-600 kelime okuyabilir. Eğitim 2 gün sürmekte ilk aşamada teorik bilgiler aktarılmaktadır. Bu bilgiler okuma yanlışlarını, olması gereken okuma psikolojisinin nasılını içermektedir. Akabinde göz kaslarını güçlendiren ve çevikleştiren egzersizler yapılmaktadır. Bunu takiben de çoklu görme ve algılama becerisini geliştiren uygulamalara geçilmektedir. Nihayet kişi bu uygulamalardan sonra birim zamanda normalden 4-5 kat daha hızlı okuyup algılayabilmektedir.

HIZLI OKUMA TEKNOLOJİSİNİN YAN ETKİLERİ

Kahve keyfinde okumaya elveda

Bu teknolojiyi benimsiyorsanız şayet kahvenizi yudumlarken sıcak şöminenin karşısında hafif arkanıza yaslanmış bir şekilde okuma zevki sizin için artık mazi olacaktır. Çünkü hızlı okuma teknikleri disiplini benimseyen, duruş ve düşüncelere direk yön veren bir davranış biçimini benimser. Öyle kahvenizi yudumlarken hayal kurarak okumak tabir uygunsa bu alışkanlığın “raconuna” ters bir durumdur.

Geri dönmek yok sürekli ileri!

Bir metni ya da bir kitapta bir bölümü okuyorsunuz anlamadığınızın farkına vardınız. Dönüp oraya tekrar bakacaksınız fakat bunu hemen yapmak istiyorsunuz. Yapmadığınız taktirde genel anlamı da yakalayamayacağınızı düşünüyorsunuz. İşte burada size bir yasak daha geliyor. “Geriye dönüş yasaktır” Ama hoşunuza gitti, anlamadınız, tekrar okumak istiyorsunuz bunların hiçbir önemi yoktur. İlla orayı okuyacaksanız işaret koyup parçanın tamamını bitirdikten sonra geri dönüp bakacaksınız. Kelimelere değil anlama odaklı olduğu için genel anlamı parçanın genelinden çıkarabileceğinizi savunuyor. Yapacak bir şey yok. Teslim bayrağını verdiniz bir kere.

Okuma ahengi de nedir? Yok öyle bir şey.

Vurgular, dilbilgisi kuralları, işaretlemeler, vs. Bunlar aslında hep ikinci planda kalırlar. Çünkü okuyucunun zamanı yoktur. Bir an önce parçada ne anlatılmak istendiğini bulmak zorundadır. Bir bölümde elmanın kızıllığından, ağacın dallarının artık taşıyamamasından, kuşların konmasından bahsediyorsa ve bunu uzun uzadıya betimliyorsa okuyucumuz lep demeden leblebiyi anlamak durumundadır. Hatta bu bölümü bütün paragrafı okumadan anlayabildiyse atlayacaktır. Bu da edebiyat otoritesini kahreden bir durumdur. Nerede kaldı edebi zevki yaşamak?

Sonuç olarak konu okuma olunca bunun hızlı mı yoksa yavaş mı yapılması gerektiğini herkesten çok kişinin kendisi karar verecektir. Fakat eğer bir kişinin zaman sıkıntısı yoksa ve okumayla ilgili problemi de yoksa zaten bu kişinin hızlı okumaya ihtiyacı da yoktur. Bu nedenle teknoloji kime lazım oluyorsa zaten o da bu teknolojiye ayak uydurmak durumunda kalıyor. Umarım bu yazıdan sonra nasıl okuyacağınıza karar verir bir an önce okumaya başlamış olursunuz.:)

 

  • Hızlı Okuma Teknikleri-Murat Tunalı

    Hızlı okuma teknikleri, özellikle sınava hazırlanan öğrenciler ve çok hızlı okuyarak yeni …
Daha İlgili Makaleler Yükle
Daha Yükle yonetici
Daha Fazla Yükle Atölye

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Okumanda fayda var!

Hayatın Senin Elinde “Panik Yok Ben Kanserim”

Meme kanseri olduğumu öğrendiğim günün ertesi sabahı gözlerimi açtığımda, henüz sabah ezan…