(Tamamen mizah amaçlıdır, hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.)
Yazmış olduğu “Kasımda Aşk Başkaysa Ocakta Bambaşka” isimli romanıyla “Kitabı Hiç Satmayan Yazar” unvanını elde eden yazar Erol D., karantina günlerinde insanları uyardı: Karantinada asla kitap okumayın!
Karantinada Asla Kitap Okumayın!
Kasımda Aşk Başkaysa Ocakta Bambaşka isimli kitabı hiç satmayan ve ünsüz bir yazar olan Erol D., Kitap Magazin ekibine mülakat verdi. İnsanların karantinada neden kitap okumaması gerektiğine değinen yazar çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamalar:
İnsanlar bilinçlendikçe benim kitabımın seviyesi düşüyor!
Malum Korona günlerinden geçiyoruz. Herkes büyük bir sorumluluk göstererek evde kal çağrılarını uydu ve evlerinde kalıyor. Evde zaman geçirmek için ise, uzun zamandır kitap okumayan birçok kişi kitaplara sarıldı. Birbirinden kaliteli kitaplar okunmaya başladı. Ee, bu durum benim açımdan ters. Çünkü insanlar kaliteli eserler okudukça, benim kitabın seviyesi düşüyor. Olmaz! Kabul edemem bunu!
Önceden ne güzeldi. Televizyondaki tartışma programlarında hep aynı yüzler vardı. Fok balıklarının yalnızlığından siyasi seçimlere, toprak solucanlarının ülke ekonomisine olan katkısından uluslararası ilişkilere kadar hep aynı kişiler dörde beşe bölünmüş ekranlarda bir yandan yellenirken diğer yandan zırvalayıp duruyorlardı.
Ama şimdi öyle mi? Her gün alanında uzman bir profesör çıkıyor ekranlara. Hem de günde birkaç kez. Bir anda seviye çok yükseldi. İnsanlar fazla bilinçlendi. İnsanlar bilinçlendikçe benim kitabımın seviyesi düşüyor!
En son Cin Ali okumuş adamlar ahkam kesiyor
Düşünsenize, adam hayatında neredeyse hiç kitap okumamış. En son ilkokul yıllarında Cin Ali serilerinde bırakmış. Oh, mis. Böyle adamlar işte benim hedef kitlem. Kitabımı okumasalar bile beni gerçekten değerli bir yazar zannediyorlardı. Ama şimdi durum çok değişti.
Geçen gün mahallenin berberi Rüstem balkondan selam verdi bana. Malum dükkanı kapalı, her gün evde. Bana soruyor: sen romanında iç çatışma ile dış çatışma dengesini nasıl kurdun? Anlatıcı bakış açısı olarak ne kullandın? Zaman-mekan uyumu ile diyalogların paralel mi?
Sorulara bak! Cevap veremedim tabi ki. Ne iç çatışması, dış çatışması kardeşim. Polisiye roman mı yazdım ben! Çatışma işleri ters. Mis gibi buram buram aşk romanı. Maçını izlerken devre arasında oku, ütünü yaparken mola verdiğinde oku; ne bileyim dizini izlerken reklam arasında oku diye yazdım.
Alt yazılı film bile izlemeyin!
Karantina sürecinde insanlar aşırı derecede bilinçlendi. Bu durum bana ters. Olmaz. Bir an önce karantina günlerinin bitmesi şart. Aksi takdirde karizmam yerle bir olacak. Kabul edemem bunu.
Buradan insanlara çağrıda bulunmak istiyorum. Karantina günlerinde asla kitap okumayın. Hatta gazete, dergi, makale; hiçbir şey okumayın. Mümkünse sosyal medyada takılın sürekli. Ama Twitter’a fazla girmeyin, orada yazı çok. İnstagram ve Facebook neyinize yetmiyor. Mümkünse orada da sadece fotolara bakın, beğeni atın geçin.
Bakın mis gibi sezonluk aşk dizileri var. İçleri bomboş. Açın onları izleyin. Vücudunuzla birlikte beyniniz de dinlensin. Kullanmayın, ne gerek var. Bir ton benim kitabımdan daha kalitesiz aşk filmi var. Mis. Açın izleyin. Ama mümkünse alt yazılı olmasın. Okumayın, beyninizi yormayın!
Röportaj: Samet Baysal
