Ana Sayfa Haber Tarık Dursun K. 10. Ölüm Yıldönümünde Foça’da Anılacak

Tarık Dursun K. 10. Ölüm Yıldönümünde Foça’da Anılacak

12 dk okunur
0
0
5

Tarık Dursun K. 10. Ölüm Yıldönümünde Foça’da anılacak. Ünlü yazar 11 Ağustos 2025 Pazartesi, saat 19.00’da anılacak. Detaylar Kitap Magazin‘de…

Tarık Dursun K. 10. Ölüm Yıldönümünde Foça’da anılacakTarık Dursun K.

Tarık Dursun K. için ölümünün 10. yıldönümünde Foça’da anılacak. Anma töreni 11 Ağustos 2025 Pazartesi günü, saat 19.00’da gerçekleşecek. Foça’da Surdibi Dosthane’de, yapılacak söyleşiye; Tarık Dursun K. ile 30 yılı bulan bir dostluğu paylaşmış olan yazar-çizer Cihan Demirci ile Konak ve Karabağlar Belediyesi eski Kültür Müdürü- Salim Çetin konuşmacı olarak katılacak. Görsel sunumlu anma söyleşisinde Tarık Dursun K. dostları da söz alacaklar.

Tarık Dursun K. Kimdir?

Tarık Dursun Kakınç, maliye memuru Mehmet Halit Bey ile ev hanımı Neriman Ayşe Hanımın ikinci erkek çocuğu olarak İzmir Karşıyaka Bostanlı Mahallesinde dünyaya geldi. Asıl adı Dursun Tarık olan yazar, eserlerinde adlandırmayı yer değiştirerek Tarık Dursun şeklinde kullandı. Öğrenim hayatına İzmir Dumlupınar İlkokulu’nda başlayan Tarık Dursun, ilkokul dördüncü sınıftayken babasının evi terk etmesi ve annesinin İzmir Yeniasır Klişehanesinde çalışan Muzaffer Gögen ile evlenmesi ve aynı yıl Muzaffer Gögen’in Ankara Ulusal Matbaasın’da çalışmaya başlaması nedeniyle öğrenimini Ankara Necati Bey İlkokulu’nda tamamladı.

Muzaffer Gögen’in Balıkesir Orman İşletmesi’nde görev alması üzerine annesi ile birlikte Balıkesir’e giden yazar, çocukluk dönemini ailesinin sorunları içinde geçirdi. Neriman Ayşe Hanım’ın Ankara’ya dönme kararı alması üzerine ağabeyi Faruk Kakınç’ın da yönlendirmesi ile Ankara IV. Ortaokulu’nda orta öğrenimine başladı ancak tamamlayamadı. Sonradan dışandan bitirme sınavlarına girerek, öğrenim hayatını sonlandıracağı ortaokul diplomasını 1950’de aldı.

1947-1949 yılları arasında seyyar köftecilik, gazete dağıtımcılığı, tütün ve incir mağazalarında kantar kâtipliği, sahaflık ve otobüs biletçiliği gibi çeşitli işlerde çalıştı. 1952-1954 yılları arasında İskenderun’da askerlik görevini yaptı. 1954’te Neriman Tok ile evlendi. 1954 – 1955 yılları arasında Ankara Emekli Sandığı Muhasebe Servisinde memur olarak görev yaptı. 1949’da Anadolu gazetesinde sinema eleştirisi yazıları kaleme aldı. 1955-1958 yılları arasında Son Havadis, Pazar Postası, Yenigün, Ulus gazetelerinde çalıştı. 1960’da Son Posta ve 1962’de Vatan gazetesinde dış haberler sekreterliği yaptı. 1960’ın başından itibaren Cumhuriyet Ansiklopedisi’nde madde yazarlığı ve Milliyet gazetesinde yazılar kaleme aldı.

1962’de Aramıza Kan Girdi adlı polisiye filmle sinema yönetmenliğine yöneldi. Korkusuz Kabadayı (l963), Cehennem Arkadaşları (l964), Kelebekler Çift Uçar (1964) adlı filimlerin yönetmenliğini yaptı. Eleştirmen Ali Gevgilili ile birlikte aylık Yeni Sinema dergisini çıkarttı. Senaryo yazarlığı ve reji asistanlığı da yapan Tarık Dursun Kakınç, 1985’te Yücel Çakmaklı’nın yönetmenliğini yaptığı Aliş ile Zeynep adlı beş bölümlük dizinin seneryosunu yazdı.

1969’da eşi Neriman Hanım ve oğlu Hasan Zafer Kakınç’ın kurup yönettiği Kurul Kitabevi ile yakından ilgilendi. İlk sayısı Nisan 1973’te yayınlanan ve toplam 10 sayı çıkan Günümüzde Kitaplar dergisini yayın hayatına kazandırdı. Milliyet gazetesinde kitap tanıtım yazıları yazdı ve Milliyet Yayınları’nı yönetti. Uzun süre İzmir’de yaşayan Tarık Dursun K., İzmir Life dergisi ve Dünya gazetesinde deneme ve gezi yazılarını yayınladı.

Haritada Beş Nokta adlı röportajıyla, “Gazetecilik Başarı Ödülünü” (1960), Güzel Avrat Otu adlı hikâye kitabıyla, “Türk Dil Kurumu Hikâye Ödülünü” (1961), Yabanın Adamları adlı hikâye kitabıyla “Sait Faik Hikâye Armağanını” (1967), Kurşun Ata Ata Biter adlı romanıyla “Orhan Kemal Roman Ödülünü” (1984), Ona Sevdiğimi Söyle adlı hikâye kitabıyla “Sait Faik Hikâye Ödülünü” (1985), Ömrüm, Ömrüm… adlı hikâye kitabıyla “İş Bankası Büyük Edebiyat Ödülünü” (1987), Ağaçlar Gibi Ayakta adlı romanıyla “Yunus Nadi Yayınlanmış Roman Armağanı”nı (1991) kazanan yazarın, İnsan Kurdu hikayesi (“Kara Gün” adıyla 1971’de Bilge Olgaç yönetmenliğinde), Kurşun Ata Ata Biter romanı (1985’te Ümit Elçi yönetmenliğinde) sinemaya aktarıldı. Bunların dışında Bağrı Yanık Ömer ile Güzel Zeynep hikâyesi (1979’da Yücel Çakmaklı yönetmenliğinde), Denizin Kanı romanı (1980’de Yücel Çakmaklı yönetmenliğinde) ve Alçaktan Uçan Güvercin romanı (1998’de Ünal Küpeli yönetmenliğinde) dizi filme uyarlandı ve gösterime girdi. Molla Kendini Kolla adlı oyunu ise 1969’da Ankara Çuvaldız Kabare Oyuncuları tarafından sahnelendi.

Uzun süre parkinson tedavisi gören Tarık Dursun K., 11 Ağustos 2015’te akciğer yetmezliğinden öldü.

 

Sanat hayatına 1945’te Çocuk Sesi dergisinde yayınladığı Atmaca’nın Oğlu: Milli Hikâye adlı hikâyesi ile başlayan Tarık Dursun Kakınç, başlangışta şiir türü ile ilgilenmiş ve 1951’de Cengiz Tuncer ile birlikte Devriâlem isimli ortak şiir kitabı yayımlamış olmasına karşın daha sonra hikâye ve roman türüne yönelir.

1955’te yayınlanan Hasangiller adlı hikâye kitabıyla başlayan hikâyecilik faaliyetini, ölümünde kadar devam ettiren Tarık Dursun K., hikâye zevkini Remarque, İstrati, Hemingway, Maupassant, Gorki, Çehov, Saroyan, Steinbeck, Şolohov ve “ustam” dediği Orhan Kemal’den alır. Hikâyelerini 1951’den itibaren Yeditepe, Kaynak, Seçilmiş Hikâyeler, Mavi, Yenilik, Dost, Yelken, Ataç, Yeni Ufuklar, Varlık, Türk Dili, Adam Öykü, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri gibi süreli yayınlarda yayınladı.

Hikâyenin yanı sıra roman, masal, deneme, senaryo, anı ve gezi yazısı gibi pek çok türde eser veren yazar, edebiyat dünyasında daha çok hikâyeleri ile dikkat çeker. Toplumsal sorunlara değindiği hikâyelerinde zaman zaman ideolojik öğelere yer vermiş olmakla birlikte estetik değerlerden ve sanat kaygısından da uzaklaşmadığı görülür. 1950 kuşağının üretken yazarlarından birisi olan Tarık Dursun K., eserlerinde kent ve kasabaların ücra mahallerinde yaşayan işçileri çeşitli boyutlarıyla ele alır ve sinematofrafik bir anlatımla şiir dilinin imkanlarından da yararlanarak konu edinir. Betimlemelerinde mekân-insan ilişkisini ruhsal çözümleme aracı olarak sıklıkla kullanan yazar, yalın ve sade bir dil kullanmasıyla da dikkati çeker.

Detaylar teis

Daha İlgili Makaleler Yükle
Daha Yükle Haber Servisi
Daha Fazla Yükle Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Okumanda fayda var!

Toplumsal Tarih dergisinin 380. sayısı yayımlandı

Toplumsal Tarih dergisinin 380. sayısı yayımlandı. Tarih Vakfı’nın yayımladığı Toplu…