Ana Sayfa Haber Ahmet Altan’ın yeni romanı O Yıl yayımlandı

Ahmet Altan’ın yeni romanı O Yıl yayımlandı

6 dk okunur
0
0
1

Ahmet Altan’ın yeni romanı O Yıl yayımlandı. O Yıl iki eksende ilerliyor… Detaylar Kitap Magazin‘de… 

Ahmet Altan’ın yeni romanı O Yıl yayımlandı

Edebiyat dünyasının güçlü kalemlerinden Ahmet AltanEverest Yayınları’ndan çıkan yeni romanı O Yıl ile okurlarını 1915’in sarsıcı gerçekleriyle yüzleşmeye davet ediyor. Roman, iki ana eksende ilerliyor.

Ahmet Altan

Ahmet Altan’ın O Yıl adlı romanı Everest Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden:

Edebiyat dünyasının güçlü kalemlerinden Ahmet AltanEverest Yayınları’ndan çıkan yeni romanı O Yıl ile okurlarını 1915’in sarsıcı gerçekleriyle yüzleşmeye davet ediyor. Roman, iki ana eksende ilerliyor: Bir yanda Çanakkale cephesinde, vatanı için kahramanca savaşan topçu subayı Ragıp Bey; diğer yanda ise cephe gerisinde, aynı “vatan” topraklarında yaşanan büyük trajedi. O Yıl, Ragıp Bey‘in, aniden ortadan kaybolan ve “yanlışlıkla” tehcire sürülen Ermeni sevgilisi, başhemşire Efronya’yı bulmak için çökmekte olan bir imparatorluğun karanlık dehlizlerinde, umutsuz bir inatla çıktığı yolculuğu merkezine alıyor.

Ahmet AltanO Yıl‘da zaman, hafıza ve hakikat kavramlarını, günümüzde eski bir konakta yaşayan ve “gerçeği sadece ölülerin bildiğine” inanan Osman karakterinin tanıklığında yeniden kurguluyor. Cephedeki kahramanlık destanlarının, cephe gerisindeki “büyük günah” ve utançla nasıl iç içe geçtiğini ustalıkla gözler önüne seren roman, aynı zamanda yangınların ve yıkımın ortasında filizlenen bir başka aşkın (Nizam ve Anya) hikâyesine de yer veriyor. İki âşığın kaderi üzerinden bir imparatorluğun çöküşünü, vicdanın ve insanlığın sınavını anlatan O YılAltan‘ın sarsıcı üslubuyla okurun belleğinde derin bir iz bırakacak.

Yıl 1915. Conkbayırı görkemli bir zafere hazırlanıyor. Herkes aynı soruyu soruyor birbirine: “Çanakkale’den haber var mı?” Toplumun bir hikâyesi olduğu gibi, yazgısı değişen her bireyin de yazılmaya değer bir hikâyesi var o günlerde…

Ahmet Altan, O Yıl ’da, imparatorluğun her köşesinde ayrı bir ateşin yandığı günleri, çatışan fikirler, söylenemeyen cümleler, tutulamayan sözler üzerinden anlatıyor. Bir yanda iki kardeşin farklı uçlara savrulma hikâyesi, diğer yanda Türk subayı Ragıp ile sürgüne yollanan Ermeni hemşire Efronya’nın emirler, yollar, tren vagonları tarafından engellenen aşkı…

“Ölüleriyle konuşan” Osman’a, anlatılanları hem dinleme hem aktarma görevinin verildiği romanda, o çalkantılı dönemde yaşayanların zihnine girilerek çoksesli bir atmosfer yaratılıyor, tarihin girdaplı sayfaları bir kez de kurmaca evrende açılıyor. Gerçekleri ölüler biliyordu. Osman buna inanıyordu. “Hayatı ölülerden öğreneceksin… Yaşayanlar hayat hakkında bir şey bilmiyor çünkü,” demişti bir keresinde Efronya. Kapısına ailesinin hizmetkârlarından birinin bıraktığı konserveleri yiyerek, dedesinden kalan eski usul entarisiyle odalardan odalara dolaşarak yaşadığı bu ıssız konakta yalnızca ölüleriyle konuşuyordu. Hayattan, canlılardan, bugünden vazgeçmiş, daima ileriye gitmek zorunda olduğu söylenen zamanın hoyrat zorbalığından kurtulmuştu, istediği her şeyi görebildiği, bütün sırları çözebildiği geçmişin içinde zamana hükmederek dolaşıyordu.

Daha İlgili Makaleler Yükle
Daha Yükle Kitap Magazin
Daha Fazla Yükle Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Okumanda fayda var!

Yalnızlığın Rengi ile Ferda İpek Özdemir kalıcı bir iz bırakmak istiyor

Yalnızlığın Rengi ile Ferda İpek Özdemir kalıcı bir iz bırakmak istiyor. Eftalya KitapR…