Ana Sayfa Haber 2025 Nobel Edebiyat Ödülü László Krasznahorkai’nın

2025 Nobel Edebiyat Ödülü László Krasznahorkai’nın

11 dk okunur
0
0
0

2025 Nobel Edebiyat Ödülü László Krasznahorkai’nın… Ödül, bugün 14.00’da açıklandı… Detaylar Kitap Magazin‘de…

2025 Nobel Edebiyat Ödülü László Krasznahorkai’nın2025 Nobel Edebiyat Ödülü

14.00’da açıklanan 2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nü bu sene yazar László Krasznahorkai aldı. Krasznahorkai’nın en bilinen yapıtı Şeytanın Tangosu 1985 senesinde Can Yayınlarınca basılmıştı.

2025 Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen László Krasznahorkai, 1954 yılında Romanya sınırına yakın, Macaristan’ın güneydoğusundaki küçük bir kasaba olan Gyula’da doğdu. Benzer şekilde uzak ve kırsal bir bölge, yazarın 1985’te yayımlanan ilk romanı Sátántangó’nun (Şeytan Tangosu, 2012) da mekânıdır. Bu eser, Macaristan’da büyük yankı uyandırmış ve Krasznahorkai’ye edebiyat dünyasında büyük bir çıkışkazandırmıştır.

Bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü sahibi László Krasznahorkai, Kafka’dan Thomas Bernhard’a uzanan Orta Avrupa geleneği içinde yer alan büyük bir epik yazardır. Eserleri, absürtlük ve grotesk aşırılıklarlakarakterize edilir.

2025 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi László Krasznahorkai, daha dingin ve ölçülü bir tona yönelirken Doğu’ya da bakıyor. Bunun sonucunda, Çin ve Japonya’ya yaptığı yolculukların bıraktığı derin izlerden esinlenen bir dizi eser ortaya çıkıyor.

2003 tarihli romanı Északról hegy, Délről tó, Nyugatról utak, Keletről folyó (Kuzeyde Dağ, Güneyde Göl, Batıda Yollar, Doğuda Nehir, 2022) bir gizli bahçeyi arayış hikâyesi. Kyoto’nun güneydoğusunda geçen bu gizemli anlatı, güçlü lirik bölümleriyle dikkat çekiyor. Roman, aynı zamanda onun başyapıtlarından biri sayılan Seiobo járt odalent’in (2008; Aşağıda Seiobo, 2013) bir öncülü niteliğinde.

Seiobo járt odalent, güzelliğin ve sanatsal yaratımın, körlük ve geçicilikle dolu bir dünyadaki rolünü konu alan, on yedi öyküden oluşan bir derlemedir. Öyküler, Fibonacci dizisine göre sıralanmıştır. Bu eser, Krasznahorkai’nin beş büyük destansı romanıyla birlikte onun külliyatının doruk noktasını oluşturur.

Kitap, okuyucuyu “yan kapılardan” geçirerek yaratımın açıklanamaz eylemine ulaştıran, ustalıkla işlenmiş bir anlatıdır.

Bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü sahibi László Krasznahorkai’nin Herscht 07769 adlı eseri, Almanya’daki toplumsal huzursuzluğu son derece isabetli bir biçimde yansıtması nedeniyle büyük bir çağdaş Alman romanı olarak tanımlanmıştır.

Herscht 07769’da kendimizi bu kez Karpatlar’daki bir kâbusun içinde değil, Thüringen’deki küçük bir kasabanın gerçekçi bir betimlemesinde buluruz. Ancak bu kasaba da toplumsal anarşi, cinayet ve kundaklama ile sarsılmaktadır. Romanın dehşeti, aynı zamanda Johann Sebastian Bach’ın güçlü mirasının fonunda sahnelenir.

Tek bir nefeste yazılmış bu kitap, şiddet ile güzelliğin “imkânsız” birleşimini anlatan etkileyici bir eserdir.

2025 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi László Krasznahorkai, daha derin, dingin ve ölçülü bir anlatım benimseyerek Doğu’ya yöneliyor. Bunun sonucu olarak, Çin ve Japonya’ya yaptığı yolculukların bıraktığı derin izlerden esinlenen bir dizi eser ortaya çıkıyor.

2003 tarihli romanı Északról hegy, Délről tó, Nyugatról utak, Keletről folyó (Kuzeyde Dağ, Güneyde Göl, Batıda Yollar, Doğuda Nehir, 2022), gizli bir bahçeyi arayış üzerine kurulu, güçlü lirik bölümler barındıran gizemli bir hikâyedir. Olaylar Kyoto’nun güneydoğusunda geçer. Bu eser, Krasznahorkai’nin görkemli yapıtlarından biri olan Seiobo járt odalent’in (2008; Aşağıda Seiobo, 2013) bir tür öncülü olarak görülür.

Seiobo járt odalent, körlük ve geçicilikle dolu bir dünyada güzelliğin ve sanatsal yaratımın rolünüirdeleyen, Fibonacci dizisine göre sıralanmış on yedi öyküden oluşur. Yazarın beş büyük destansı romanıyla birlikte bu eser, Krasznahorkai külliyatının merkezinde yer alır.

Kitap, okuyucuyu bir dizi “yan kapıdan” geçirerek, yaratımın açıklanamaz eylemine götüren ustalıkla işlenmiş bir yapıttır.

Kimdir?

László Krasznahorkai, 5 Ocak 1954’te Macaristan’ın Gyula kentinde doğmuş, çağdaş edebiyatın en özgün ve etkileyici yazarlarından biridir. Eserleriyle modern insanın umutsuzluğunu, kaosu ve dünyanın çöküş halini destansı bir dil ve yoğun bir üslupla anlatır.

Krasznahorkai’nin dili, uzun ve neredeyse nefes almadan ilerleyen cümleleriyle tanınır. Anlatımı çoğu zaman mistik, apokaliptik ve ironik bir tonda ilerler; karakterleri genellikle çöküşün eşiğindeki dünyalarda yaşayaninsanlar olur.

Öne çıkan eserleri
  • Sátántangó (Şeytan Tangosu, 1985): En bilinen romanıdır. Komünizm sonrası bir Macar kasabasındaki umutsuzluk ve yozlaşmayı anlatır. Béla Tarr’ın aynı adlı (yaklaşık 7,5 saatlik!) filmiyle sinema tarihine de geçmiştir.
  • Az ellenállás melankóliája (Direnişin Melankolisi, 1989): Küçük bir kasabaya gelen gizemli bir sirkin yarattığı toplumsal çürümeyi işler.
  • Háború és háború (Savaş ve Savaş, 1999): İnsanlığın sonunu ve yazının kalıcılığını temalarına alır.
  • Seiobo járt odalent (Seiobo Orada Aşağıdaydı, 2008): Estetik deneyim ve güzelliğin izini süren, bölümler arasında farklı kültürlere ve çağlara sıçrayan bir yapıdadır.
Üslubu ve temaları

Krasznahorkai’nin yazısı Franz Kafka, Thomas Bernhard ve Beckett’la karşılaştırılır, ama aynı zamanda mistik bir kehanet dili taşır.
Sürekli yıkım, bekleyiş, çürüme ve sonsuz döngü temalarını işler.

Ödülleri
  • 2015’te Uluslararası Man Booker Ödülü’nü kazandı.
  • 2019’da National Book Award for Translated Literature ödülünü aldı.
İlginç not

Béla Tarr ile kurduğu dostluk edebiyat ve sinema tarihinde özel bir yere sahiptir. Tarr, Krasznahorkai’nin romanlarını (özellikle Şeytan Tangosu ve Direnişin Melankolisi’ni) sinemaya neredeyse birebir sadık bir şekilde, hipnotik uzun planlarla aktarmıştır.

Daha İlgili Makaleler Yükle
Daha Yükle Haber Servisi
Daha Fazla Yükle Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Okumanda fayda var!

“İstanbul ve Edebiyat Söyleşileri” devam ediyor

“İstanbul ve Edebiyat Söyleşileri” devam ediyor. 9 Ekim 2025… Atatürk Kitaplığı̷…